Picky Eating (Kuş Gibi Beslenenler-Seçici/Zor Beğenen)

Picky eating kavramı belirli besinleri veya besin gruplarını tüketmeyi reddeden çocuklar için kullanılmaktadır. Yemek seçici (finicky), zor beğenme (fussy) olarak da tanımlanmaktadır. Ayrıca sorunlu, az yiyen, yavaş yiyen, yemesi uzun süren, besinlere ilgisiz olan, az sayıda besini yemeyi kabul eden, sebze yemek istemeyen, değişmez istekleri olan çocuklardır. Besinlerin hazırlanması ve sunulmasına yönelik de değişmez tercihleri bulunmaktadır. Yeni besinlerin tadını denemeyi reddettikleri gibi daha önce denedikleri besinleri de tüketmemekte, tek tip beslenmekte ve sadece birkaç çeşit yiyeceği tüketmeyi kabul etmektedirler. Seçici (picky) olan çocuklarda daha önce denenen besinlerin tüketiminin reddedilmesi, çocuğun gerçekten besinleri beğenmemekten kaynaklandığı düşünülmektedir. 

Bazı çocuklar ise daha katı davranışlar göstermekte ve bazı besin gruplarından tamamen kaçınmakta, aynı şekilde hazırlanan ve sunulan besinleri tüketmektedirler. Çocuklar besinin tabakta her zaman aynı şekilde olmasını beklemektedirler. Besinlerin birbiri ile karıştırılmasından hoşlanmamaktadırlar. Örneğin yoğurdun bir tarafta ekmeğin karşısında olmasını istemektedirler. Görüntülerine bakarak bazı besinleri iğrenç olarak değerlendirmekte ve denemeyi reddetmektedirler. Anneleri de bu tür davranış gösteren çocukları „sadece birkaç şey yiyor‟, „sadece köfte, patates kızartması ve şekerli besinleri yiyor‟, „her gün aynı şeyi yiyor‟ gibi cümlelerle tanımlamaktadırlar. Anneler açısından bu çocukları tanımlamak için kullanılan diğer cümlelere baktığımızda „yeni besinleri denemeye istekli değil‟, „çok az sayıda yeni besini deniyor‟, „eğer bir besini yememeyi aklına koydu ise asla yemiyor‟, „tadına bakmadan ben bunu beğenmedim diyor‟, „tartışmadan yemek yiyemiyor‟, „hergün aynı şeyleri yemek istiyor‟, „kendi istediği besinleri almamı istiyor‟, „sadece 3,5 çeşit yemeği yiyor geriye kalanları iğrenç buluyor‟, „yeşil olan hiçbir şeyi yemiyor‟, „hindi ve tavuk dışında et yemiyor‟, „sebze yemiyor‟, „süt içmiyor‟ gibi cümleler sayılmaktadır. Ayrıca sofraya oturup anne ve babalarının tükettiği yemekleri yemek istememektedirler. Özellikle sebze yemeyi reddetmekte ve genellikle abur cubur tarzı yiyeceklerle karınlarını doyurmaktadırlar. Anneleri çocuklarının beslenme konusunda sorunlu olduğunu düşünmektedir. Çocuklarının hiçbir yemeği beğenmediklerini belirtmektedirler. Çocuklara ödül veya ceza ile sebze tüketmeye zorlamak da sebzelere olan ilgilerinin azalmasına neden olmaktadır. 8-12 yaş çocuk  ile yapılan bir çalışmada seçici beslenen çocukların birçok besini tüketmekten kaçındıkları ve sorunlu yeme davranışları gösterdikleri belirlenmiştir. Kızların ‟u, erkeklerin ‟inin „picky eater‟ olduğu belirlenmiştir. Picky eater olanların özelliklerine bakıldığında sınırlı sayıda besin tükettikleri, yeni besin denemek istemedikleri, belirgin ve değişmez tercihleri olduğu, besinlerin özel şekilde hazırlanmasını istedikleri belirlenmiştir. Bu çocukların anneleri çocuklarının ağırlıklarının düşük olmasından endişe etmekte ve genellikle çocukları için istedikleri besinleri ayrıca hazırlamaktadırlar. Bu çalışmanın diğer bir önemli sonucu ise „picky eater‟ olan çocukların annelerinin zayıf olmaya daha fazla önem verdiğinin belirlenmiş olmasıdır.Anne örneğini benimseyen bu çocuklarda ileriye dönük yemek yeme ile ilgili sorunlar çıkmakta aşırı zayıflık ve kendi bedenini beğenmeme ve besin alımın en aza indirerek anneye daha yakın olma onunla eş güdüm olmayı tercih etmektedirler. Bu ve buna benzer bir çok örnek ailenin düşüncelerininve yemek ile yapılan uygulamaların çocukların davranışlarını etkileyebileceğini göstermektedir. „Picky eater‟ olan çocukların diğer özelliklerine baktığımızda kokulara, seslere karşı duyarlı olmaktadırlar. Ayrıca daha sinirli kişilerdir ve depresyona yatkındırlar. 93 anne çocuk ile yapılan bir çalışmada 36 aylık çocuklar ve anneleri değerlendirilmesi ile seçici besin tüketenlerin( pickinessin) annenin alkol kullanımı ile ilgili olduğu belirlenmiştir.

42-84 aylık çocuklarda besinlerle ilgili seçici davranışları değerlendirmek için 71 anne ve çocuk ile 4 kez görüşülmüştür. Bu çalışmada „picky eaters‟ olan çocukların özelliklerine baktığımızda anneleri bu çocuklara özel besinler hazırlamaktadır, diyette besin çeşitlilikleri düşüktür, yeni besinleri denemeye istekli değildirler ve bazen daha önce tadına baktıkları bir yemeği de yememektedirler, meyve ve sebze tüketimleri azdır. Ayrıca çinko, kalsiyum, demir, folat ve vitamin E alımları düşük olarak saptanmıştır.(DRI‟ya göre) Bazı çocuklar hergün tahıllar ile beslenmekte başka hiçbir şey yemek istememektedir. Öğünlerde de çeşitliliği sevmemektedirler, örneğin sandöviçin içini açıp içindekileri tek tek yemektedirler. Yeterli miktarda besin tüketmedikleri gibi yemeklerini küçük ısırıklar alarak yemektedirler. Kaşık, çatal yerine elleri ile yemek istemektedirler, yemek esnasında bağırmakta, gürültü yapmakta, yememek için ayaklarını masaya koymaktadırlar ve yemek ile oynamaktadırlar. 

Bu çocukların %7‟sinden azı başlangıçta beğenmedikleri bir besini 3-5 kereden fazla denemeyi kabul etmektedirler. Fakat yapılan çalışmalar başlangıçta beğenilmeyen besinlerin 10 gün denenerek tüketiminin anlamlı derecede arttığını belirlemişlerdir. Besin reddinin nedenlerine bakıldığında; duyusal özelliklerinin beğenilmemesi, besinin yapısı veya görüntüsünden iğrenme gibi nedenlerden kaynaklandığı belirlenmiştir. Çocuklarda erken dönemde besinlerle ilgili yaşanan deneyimlerin beslenme bozukluğu gelişiminde etkili olduğunu kanıtlayan çalışmalara baktığımızda bir çok araştırıcı bu çocukların ek besinlere geçiş döneminde pütürlü besinleri tüketmediklerini saptamıştır. Karışım halindeki yemekleri tüketmemektedirler. Genellikle tercihleri tatlı, şekerli besinlerden oluşmaktadır. Annelere en çok sorulması gereken soru „çocuğunuzun yeme sorunu olduğunu ne sıklıkta düşünüyorsunuz‟, „ne sıklıkta çocuğunuzun yiyebileceğini düşündüğünüz miktar kadar yediğini düşünüyorsunuz‟, „ne sıklıkta çocuğunuzu yemek yemesi için zorluyorsunuz‟, „ne sıklıkta ödüller vererek çocuğunuzun yemek yemesini sağlıyorsunuz‟, „ne sıklıkta her yemeği yemediği için çocuğunuz için farklı yemekler hazırlıyorsunuz‟, „ne sıklıkta çocuğunuz yeni besinler deniyor‟, „çocuğunuz yeni besinleri denemeye istekli mi‟ gibi sorulardan oluşması gerekmektedir.

Bu çocukların aldıkları günlük toplam enerji değeri daha düşük olmaktadır. Ağırlıklarının daha düşük olduğunu belirten çalışmalar olduğu gibi enerji içeriği yüksek besinleri tüketmeleri nedeni ile ağırlık kazanma ileriye dönük şişman olma eğiliminde olduklarını belirten çalışmalar da bulunmaktadır.En önemli gözlem ve bulgular da bu çocuklarda görülen zorla yemek yeme, yemekten memnun olmama aile için de bu sorunu çok büyütülmesi yargılama ve yakınmalar gibi durumlar çocuklarda görülen yeme sorunları ilerleyen dönemlerde yeme davranış bozukluklarının gelişimine neden olmaktadır. „Picky eaters‟ olan çocukların ilerleyen dönemlerde yeme bozuklukları gelişmesi riski artmaktadır. 1-21 yaş 659 çocuk ve anneleri ile yapılan bir çalışmada erken dönemde picky eaters olan çocuklarda adolesan dönemde anoreksia nevroza semptomlarının ortaya çıktığı belirlenmiştir. Picky eater olan çocuklar yemek yerken anneleri kavga halinde olmakta, yememek için mücadele etmekte, zorla yemeye zorlandığında ağzındakini yutmamak için çaba harcamaktadır. Bu çocuklar yemekten zevk almamaktadır ve tüm bunlar anoreksiyanın erken belirtileri olarak tanımlanmaktadır.

Bu tür çocuklar da besin fobisi olarak da tanımlabilir.Bu tür çocuklar da ailelerin çok sabırlı olması gerekir.Özellikle aşırı ısrar, uyarılar, zorla yedirme çocuklar da daha çok iştahsızlık yaratır.Bu durumlar da muhakkak diyetisyen yardımı alınması gerekir.Beslenme önerileri bu durum da işe yaramaz.Diyetisyen sanki ilk defa ek besine geçiş yapıyor gibi beslenme programları hazırlamalıdır. Diyetisyen sadece beslenme listesi hazırlamaz aynı zaman da bu tür çocuklara özel beslenme oyunları eğitime vererek aile ile birlikte işbirliği yapılması gerekir.Zorlu bir süreç olduğu için annenin de ayrıca destek alması gerekir