İştahsız Çocukların Aileleri Nelere Dikka Etmelidir?
Annelerin kaygıları, zorlayıcı olmaları özellikle normal gelişim sürecinde bebeğin büyürken ilk aylar kadar kilo almadığı gerçeğinin anne tarafından bilinmiyor olması bu kaygıyı arttırır. Yediren kişinin beslemeyi bir iş olarak görmesi, sabırsızlığı veya vurdum duymazlığı ve zamanından önce katı gıdaların başlanması veya tersine sürekli püre veya bulamaç verilmesi, sürekli meyve ve sebzeye zorlanması, beslenme sırasında bebeğin ağzının rahatsız edici bir şekilde sürekli silinmesi ,çocuğun isteklerine aldırış edilmemesi, aşırı ödül veya cezalandırıcı tutuma girilmesi çocukta iştasızlığa neden olmaktadır.
5122 anne ve bebeğinin araştırıldığı bir çalışmada; annelerin üçte birinin çocuklarının hayatlarının ilk yıllarında yeme bozukluğu olduğunu belirttikleri görülmüştür. Aynı çalışmada annenin hamilelik döneminde sigara içmesi veya alkol kullanması, emzirmenin süresi, bebekle birlikte zaman geçirme, bebeğin bakım şekli ile yeme bozukluğu arasında bir ilişki olmadığı gösterilmiştir. Anksiyete ve depresif belirti gösteren çocuklarda ve annesinde anksiyete ve depresif rahatsızlıklar olan çocuklarda yeme problemlerinin daha sık görüldüğünü gösterilmiştir .İngiltere’den Wright ve arkadaşları,913 bebeği doğumdan itibaren 13 aya kadar beslenmeleri,kilo alımları, iştahları, oral-motor fonksiyonla ve besin reddetme davranışları acısından değerlendirmişlerdir.Calışmanın sonucunda ise bebeklerin (a) yaşamın ilk 6 haftasında kilo alımlarının iştah ve oro-motor disfonksiyon ile ilişkili olduğu (b) altı hafta ve 12. ayda belirtilen iştahın 12. aydaki kilo icin belirleyici olduğu (c) onikinci ayda gorulen besin reddetme davranışlarının kilo alımını ve duraksamasını etkilemediği, ancak bakıcı veya annenin bu duruma gosterdiği tepkinin kilo alımını olumsuz etkilediği belirtilmiştir.Bu calışmada iştah azalmasının buyume icin risk faktoru olduğu, annenin cocuğu beslemeye zorlamasının da kilo alımını olumsuz etkileyen bir risk faktoru olduğu belirtilmiştir. Yine 142 aile uzerinde yapılan bir calışmada 5 yaşındaki cocuklar akşam yemekleri sırasında değerlendirilmiş,� ailenin cocuklarını daha fazla yemek icin zorladıkları,� cocuğun da bu nedenle fazla yemek yediği saptanmıştır.Sosyoekonomik duzeyi iyi olan ailelerin beslenmeye teşvikte anlatma, odul verme gibi yontemler kullandığı, babaların ozellikle erkek cocuğa baskı, annelerin ise kız cocuğa odul vermeyi tercih ettikleri belirlenmiştir. Bu calışmada aile bireyleri ile cocukların aynı masaya oturma oranı x,televizyon izleme oranı ise olarak bulunmuştur. Sonuc olarak cocuklara yiyecekler teklif edilmeli, hangi besinden yiyeceği kararı ise cocuğa bırakılmalıdır.
Okul oncesi donemde cocuklar buyuklerini taklit ederek beslenme davranışı geliştirirler. Anne, baba veya aile bireylerinden birisi secici ise, titiz davranıyor ise cocuğun beslenmesi bundan olumsuz olarak etkilenir. Ayrıca cocuk beslenmesinde gıdaların birbiriyle karıştırılması (ozellikle sabah kahvaltısında) cocuğun besinlerin tadının farkına varmasını engeller. Cocuklar yedikleri gıdaları tanımak icin dokunmak isterler.
Her çocuk doğduğu günden itibaren emme, yeme ve içme içgüsüne sahiptir. Acıkmadan beslenen, arkasından koşularak bir lokma verilen çocuklarda iştahsızlık bir tepki olarak beslenme davranışını etkiler.Çocuklarına aşırı ilgili ailelerde iştahsızlık sorunu değişik boyutlarda yaşanmakta,aile çocuğun kendi besin seçimine negel olmakta ve çocuğun istemediği bir seçime zorlayarak karşı çıkma içgüdüsünü ortaya çıkarmaktadır.Çocuğun yeterli yediğinden emin olmak için sürekli yemek ile ilgili mesajlar vermek.Yemeği bitirmek için aceleci davranmak, zaman sınırı koymak,sofra kuralları üzerinden çok erken dönemlerde ısrar etmek,yemek artıkları, kırıntılar, herhengi bir şeyin dökülmesi ve kırılmasınnda aşırı tepki göstermek ve diğer çocuklarla kıyaslamalar çocuğun iştahsızlığına neden olmaktadır (4).
İştahı Etkileyen Cevresel Faktorler
Çocuğa yemesi için aşırı baskı uygulamak veya yiyeceklerini kısıtlamak da sonraki dönemlerde iştahsızlığın ve gelişme geriliğinin devam etmesine neden olabilmektedir. Yemek esnasında televizyon veya çizgi film izletmek iştahsız çocukların yemek yemesini artırmak için ailelerin izlediği yöntemlerden biridir. Bu konuda yapılan çalışmalarda büyük çocuklarda yemeği arttırdığı ve obesite riski taşıdığı, küçük çocuklarda da aksine yeme miktarını azalttığı gösterildiğinden tavsiye edilmeyen bir yöntemdir.
Bellissimo ve arkadaşları 9-14 yaş grubunda televizyon izleyen cocukların bir onceki oğunden beslenme ile ilgili doygunluk hissi uyandıran sinyalleri algılamada gecikmeleri sebebi ile 280 kalori fazladan aldıklarına dikkati cekmek istemişlerdir. Francis ve arkadaşları 3-5 yaş grubundaki cocukların yeterince otonomi gelişmediği icin aynı anda hem televizyon hem de yemek yeme işini yapamadıklarını,bu sırada bakıcının beslemek icin cocuğu zorlaması nedeniyle, cocuktaki beslenme kontrolunun kaybedilmesine yol acabileceğini belirtmişlerdir.Egzersiz ve aktivite artınca enerji acığı oluşur, bunu kapatmak icin de iştah ve dolayısı ile besin alımı artmaktadır.
Uzun sureli ve duzenli aktivite (altı hafta) yapmanın iştah uzerine pozitif etkisi olduğu gosterilmiştir
Burada yapılan çalışmaları özellikle vermek istedim.Çünkü hangi uzmana gitseniz ilk öneri "" zorla yedirme"",""aç kalsın"",""uyarı verme"",""kendi yesin"" tarzında söylerler.Burada aslında anne suçlamak bir işe yaramaz.Aslında ilk önce anne neden bunu yapmaya ihtiyacı hissediyor üzerinden ielerlemek gerekir.Çünkü annenin kaygısı,huzursuzluğu çocuğuna yansır.Bu anne ve çocuk arasında bir savaş mücadelesidir.Anneyi rahatlatmak ve sonrasında çocuğa yönelmek gerekir.Anne rahatlamazsa ve ikna olmazsa çocuk için davranış değişikliği işe yaramaz.Genel de babalar daha rahattır.Bu yüzden anne ve baba arasında da çatışlamalar olur ve ortam daha çok gerginleşir.
Sevgili anneler kendinizi burada yetersiz hissettiğinizi ve çocuğunuza bakım veremediğinizi ve başarısız anne olduğunuzu düşünerek kendinizi suçluyorsunuz.Aslında suçlama yapmadan önce kendinizi bu konuda nasıl rahatlatabilirsiniz?Belki bir psikolog dan veya pedogogdan yardım alabilirsiniz.En azından sizin rahatlamanız çocuğunuza yansır ve o da huzurlu bir ortam da kendi yemeğini yemek ister.
Genel de tatiller de en çok karşılaştığım türk anne ve babaların tabak ellerinde çocukların arkasından yedirmek için çok karşılaşıyorum.Yabancılarda kesinlikle çocuk masada veya mama sandeyesinde kendi yiyor ve aileler yemeğe müdahale etmiyor.Hatta bir anne ve baba ile aynı masada 1yaşındaki çocuklarına çorba yedirmeye çalışıyor ve bebek sürekli ağlıyordu.Dayanamadım ve müdahele ettim.Şu anda yedirmemesi gerektiğini söyledim ve bir kaç öneri de bulundum.Bunun sonrasında anne ağlamaya başladı.Anneyi rahatlattım ve uzman diyetisyen ve psikolgdan yardım almasını önerdim.
Zor ama aşılmayacak bir durum değildir.Çocuklarınıza onların kişiliği olduğunu ve içgüdel olarak yemek yeme haklarını kendilerini belirlemesi gerektiğini unutmayın.
Yorum Yaz