“Fazla kilolarının suçlusu sen değilsin!”
Gerçekten de, yemek yediğimiz için durmadan suçlanmaktan çok yorulmadık mı? Nasıl aldığımızı bilmediğimiz kilolarımızın suçlusu ilan edilmekten bıkmadık mı? Ne zamandır, yanlış yere yıllarca hapis yatmış masum insanlar gibi hissetmiyor muyduk kendimizi? O halde, suçu yemekte, suçluyu da kendi içimizde aramaktan vazgeçip, gerçeği görmenin ve kilo esaretinden kurtulmanın vakti gelmedi mi artık?
Günümüz toplumunda obezitenin bu kadar yoğun görülmesinin nedeni nedir?
Fazla kilolu ya da obez olmak bireysel bir problem değildir. Gıda teknolojisinin gelişmesi ile birlikte kişiler tüketime zorlanıyor.2003 yılında piyasaya 17.000 çeşit gıda sürüldüğü tespit edilmiş.Kadınların çalışma hayatına başlaması ile birlikte evde yemek pişirme oranı çok azaldı. Dışarıda daha fazla zaman geçirmeye başlayan insanlar, kolay,çabuk,pratik ve hazır gıdalara yönelmek zorunda kaldılar.İnsanların hayatlarını idame ettirmek için önce karınlarını doyurmaları gerekir.Doğal olarak, ne bulurlarsa onu yediler.Teknolojinin gelişmesi ile birlikte hareket azaldı.Günümüzde bir kişinin günlük attığı adım sayısı 3000’i geçmiyor. Harcadığından daha fazla kalori alan günümüz insanı, yediklerini yakamadığı için obezite kaçınılmaz oldu. Obezite politika,tarım,teknoloji,okul eğitimi,aile, kültür ve uygarlık ile oluşan bir hastalıktır.
Hangi hastalıklar kilo alma riskiniartırıyor? Birçok kişi ‘Su içsem yarıyor,” diye şikâyet ediyor. Bu doğru mu?
Kilolu insanlar için yapılan en büyük yanlış onların toplum tarafından damgalanmasıdır. “Az ye, kilo verirsin”, “Çok hareketsizsin, biraz hareket et zayıflarsın’’,“Çok az su içiyorsun”,“Geceleri çok yiyorsun”, “Çok tatlı yiyorsun”, “Çok abur cubur tüketiyorsun”,“Çok hızlı yiyorsun”… Bu tür yargılamalar o kadar çok ve o kadar bilinçsizce yapılır ki,her iki taraf da buna inanmaya başlar. Oysagece yemek yiyen, çok az su içen, hiç sebze salata tüketmeyen, hareketsiz yaşayan ya da “fast food” yiyip kilo almayan birçok kişi ile karşılaşmışsınızdır.Evet, bunların kilo almada payı vardır ancak bu % 100 kesin bir neden değildir.Hormanal bozukluklar, çok yemedikleri, düzenli beslendikleri halde bazı kişilerin kilo almalarına neden olur.Hatta diyet yaptığı halde kilo veremeyen bir kesim vardır.Ancak bunlar da herkeste böyledir demiyoruz.Tiroit hormonunun az çalışması yani hipotroit hastalığı, birinci derece akrabalarda diyabet hastalığı,reaktifhipoglisemi,insülin direnci,kortizon, hormon ilaçlarının kullanımı,prediyabet,cushing sendromu,polikistikover,besin intolaransı gibi etkenler kişilerin kilo alma riskiniartırır.
Doğrusu nedir? Zayıflamak için ne yapılmalıdır?
Obezite tedavisinde, tıbbi beslenme tedavisi anahtar rol oynar. Bu tedaviyi de ancak ve ancak doktor, diyetisyen, fizyoterapist ve psikologdan oluşan bir ekip gerçekleştirebilir. O nedenle fazla kilolarınızdan kurtulmak için gazetelerde, dergilerde yayımlanan mucize diyet reçetelerine inanmayın. "Haftada 1 kilo", "Su Diyeti", "Bir Ayda 6 Kilo" diyetleri, sizin kişisel özellikleriniz, tıbbi özgeçmişiniz dikkate alınmaksızın hazırlanan reçetelerdir. Bunlar yarar değil, zarar getirir. Çünkü beslenme, toplumsal değil kişisel bir olgudur.
Yorum Yaz